31 Mart 2016 Perşembe

Adın bende saklı ...

Yazdığından beri kalbimi dinliyorum , sana karşı kocaman bir boşluk var içimde o yüzden sana geri yazmak istemedim , üstünden o kadar çok sular akmış ki,dereler çağlayıp coşmuş sular durulmuş. 11 yıl oldumu... Hatırlamıyorum yada 9 mu... Önemi varmı ... Seni onurlandırmak istiyorum sadece , belki sende i.... gibi bir kadir gecesi rastlarsın bu yazıya . Tek dileğim i...in bu yazıya da rastlamaması.Yine tek satır ya ondan diyorum. Hayatını, ruhunu , dünyanı yıktım ve senden özür dilemedim. Bu sana özürüm olsun Leon . O filmi senede bir izlerim biliyormusun , çok benziyorsun ona her zaman öyle cesurdun ve benim kahramanımdın. Palton bile benziyor. Özlediğimden yada unutamadığımdan değil ama ,hala bencilim çünkü, ne zaman dara düşsem, ne zaman kalbim kırılsa, ne zaman korksam izlerim o filmi ve kendimi rahatlatırım. Benim kahramanım hala hayatta bir çığlık kadar yakın ve bilirimki iki eli kanda olsa koşar. Hiç çığlık atmadım, gercekten koşardın dimi , belkide diğer ihtimali bilmemek için çığlık atmadım. Böylesi daha iyi , senden emin olarak yaşamak. Sinan öldü biliyormusun ? bir çınar, bir yiğit, bir cesur adam göçtü bu dünyadanya çok üzülmüştüm. Sana hiç itiraf etmedim ama sen olmasaydın ancak hayatımda o olurdu. Ben seni tercih ettim çünkü sabırla iki yıl kıvama gelmemi bekledin. Lan sen ne sinsi adamsın ya bekle , yumuşak karnı öğren, güven kazan , kadın düştüğü , en zor anında git kahramanı ol ve al. Hemde kadının en deli çağında kendine bağla ... Sinan olsa beklemezdi , hemen dağa kaldırırdı , bende dağdan inince kaçardım. Biliyormusun yazdığın gecenin gündüzünde senden bahsettik Gül ile. Seversin ya benim o heyecanlı anlatışlarımı , aradım Gül'ü yine heyecanlı heyecanlı anlattım şuanki ayrılığımı. Dedimki Güllll , bitti, yedirmicem kendimi ama acı çekiyorum dedim. Beni bi kendime getirdi, lan dedi sen beş yılın sonunda acıdan yollarda üstünü yırtmış, bir yıl yorganın altından çıkmamış kadınsın bu neki. Dalgamı geçiyorsun kendinle yoksa şuanda üzülecek birşeyinmi yok. Ki dedi o zamanlar bu kadar tecrüben be olgunluğun bile yoktu. Bi kendime geldim , bi içim soğudu bi bahar aktı yüreğime. Bi hatırladımda eski cehennem günlerini ohhhh be dedim. O kadar olumsuz şartlara ragmen, beni öyle güzel, öyle cesur, öyle deli , öyle aşkla sevdinki bunun için bir daha dünyaya gelirdim. Hatırlıyomusun İngiltereye gelişini, beni parkta buluşunu beni geri getirişini.Ama ben o büyük yalanın üstüne sanada yedirmedim kendimi. Daha kimseye yedirirmiyim. Evet ben senin, ruhunun, hayatının, ırzına geçtim o gelgitlerim, kıskançlık krizlerim, öfke patlamalarım hepsinde sevdin beni. Ben bu kadar koşsulsuz sevgiyi hayatımda tatmadım tadamam.Çünkü bende çok sevdim. Uğruna ölmeyi isteyecek kadar sevdim. Demişsinya mailinde bir kerede olsa senden çıkanı görmek isterdim diye , öyle tatlıki , öyle kalbimi doyurduki, Ondan sonra geriye baktığımda ya ben napmışım , bu kadar büyük bir sevgi varken adı evlat sevgisi iken ben nelere üzülmüşüm dediğim oldu. Seninki hariç çünkü hem çoook özel sevdim hem çook özel sevildim. Ne zaman ah istanbul istanbul olalı şarkısını duysam bana söylediğini bilirim. Biliyomusun sana çok komik bişey söylicem , hani sen beni her ay psikologa götürdünya iki sene boyunca , hani bişey değişmedi ya. Yanlış olmuş o , benimkisi ilaç kullanmam gereken bir durummuş :))) yani arızayı tesbit etmişsin ama yol yanlış. Şimdi tam hayal ettiğin gibiyim daha sakin, mantıklı, daha uysal , daha sakin konuşabilen biriyim ama sen göremedin hayalini. Ben seni yıktım geçtim her seferinde ve sen beni bağrına bastında , ben senin tek hatanda bağrıma basmadım. İşte buda benim sana özürüm olsun. Belki çok yorulmuştum , belki gercekten hastaydım sağlıklı düşünemiyordum, belki gözümü hırs bürümüştü bilemiyorum. Bugünkü kafayla aynı şeyi yaşasaydık ve ben şuanki daha ortada ruh halimle olsaydım en azından sorardım sana ve anlamaya çalışırdım seni, en azından beş yıllık emeğim için yapardım bunu. Neden bana söylemedin diye sorardım . Hatırlıyomusun bigün seni çıldırtmıştım sonrada basıp eve gelmiştim ve telefonlarını açmamıştım.Sonra gelmiştin camı çerçeveyi indirmiştin bide duvarı yumruklarken elin kırılmıştı o sırada ben sana vazouyu fırlatmıştım bide alnın kanamıştıda sonra birlikte hastaneye gidip alçıya aldırıp dikiş attırmıştık. Hani dönerken, ben beş saat öncesinden kalan bir cümle ile sana demiştim ya İzmire gidicez diye.İşte o biraz kötü olmuştu ya özür dilerim. Zira sende farkındaydın Allahın beni sana sabır sınavı için yolladığının ama bu kadarıda fazlaydı. Bazen ne düşünüyorum biliyomusun iyiki benden büyüktün ve daha aklın başındaydı. Yaşıtlarımla daha fena oldu. Zaten hayatımda bana akıl verebilen, yol yön gösteren beni bir adım öteye taşıyabilen bir sen oldun. Yazıyorum şuadan ve yine kalbimi dinliyorum ,ne öfke , ne sevgi, ne özlem, ne sıcaklık hiçbirşey yok. Sadece maziden gülümsemelik anılar. Senden sonra bir kere daha aşk yaşadım ve sonrasında acı çektim o acımda yedi ay sürdü. Çektirdiklerimin bedelini ödemiş olmam lazım :))) Ben senin gibi mert bi adam daha tanımadım , seni iyiki tanımışım ama hepsi bu. Seninle fırtınayı yaşadım ama fırtına dindi artık....Görüşmemek üzere. Aslında hepsi boş neden olmadığını ve olamayacagını bir sen bir ben biliyoruz. Halen Adın bende saklı ....

16 Mart 2016 Çarşamba

Bu havada gidilmez

Diyor Nazan öncel, bu havada gidilmez. Bir ok geldiğinde , yara aldığımda , yaralı yaralı mağarama çekildiğimde , oku kendim çıkartıp , yaramı kendim sardığımda aslında öğreniyorum o acı ile kendim baş etmeyi. Sonrasında korkmuyorum acı çekmekten , kaybetmekten çünkü alışmış oluyorum . Sonra adım kolay harcayana çıkıyor. O kolay zamana gelene kadar zor olan zamanı bi ben biliyorum bide kalbim. Sonuç kolay , zor olan ise mağaradaki zamanlarım. Gerçek sevgi ne ; keyifteki süreçmi yoksa mağaraya girip neren acıdı deyip öpmekmi. O zamanmı sevgi güven kazanıyor. O zamanmı asıl çoğalıyor. İyi günde kötü günde dedikleri bumu. Herkesin beklediği bu değilmi aslında ; koşulsuz bir sevgi değilmi , o anne sevgisi değilmi ? Biz düştüğümüzde aynı yerde aynı acıyı hissedip , iki eli kanda olsa koşup o yarayı öptüğünde annemiz , biz esas o zaman iyileşmiyormuyuz. Aradığımız bumu aslında , her bedende her yürekte. Büyüdükmü acaba biz , neyi arıyoruz , kimde arıyoruz , aslında yaptığımız yanlış bumu . Şirin Ferhat'ı beklerken biliyordu ki , Ferhat Kendisi için dağları deliyor, hayatlarını kurmak için zemin hazırlıyordu. Ben yine giderim de , zaten durduğum bir yer yok . İki değilim ki tek kalayım. Zaten tek ... tek . Gücüm varmı iki olmak için uğraşmaya. Ne için ? .......... Gözlerinin sürmesine yandığım Şems , gel ezberlerimi boz ve bütün kitaplarımı yak. Sığ sularda dolanamıyorum artık.Yetmiyor. Bi sen yaparsın , sen kendi içinde zaten özgürsün ve zaten asi. O yüzden Mevlananın etrafında, yamacında kendi özgürlüğüne tavaf edebildin. O yüzden arada kuyuya inmelerim , sana özlemim, senin elini tutmak isteyişimden. Ben mahşerde buluşacagız diye beklerken belkide tam olduk , o geniş kalp ve o asi ruh belkide artık bir. Belki ikisini bu gece koyun koyuna uyutsam bu hasret dinecek.