Zaman geçiyor bir bakıyorsunki, aslında zamandan aldığın yaralar hala taptaze....
Ne yaparsan yap değişmemiş , sadece zaman geçmiş o kadar...
33 yılda yaşadığın deneyim , ard arda hepsini izleyince tam 8 saatde bitiyor :))))
Oradaki her çocuk olmuşsun, her duyguyu tadmışsın, her deneyimi yaşamışsın...
Aynı sahneler, aynı çocuklar , aynı tepkiler, aynı öfkeler, aynı kavgalar , aynı arayışlar...
Ne yaşanırsa yaşansın,ne çekilirse çekilsin, ne olur yada olacaksa olsun, herşey osmanın anne diye seslenişini duymaya değermiş meğer ...
Korkmamak, çok sorgulamamak gerekiyormuş meğer evliliği ve yaşanabilecek olası sorunları
Çocukluk suçlamalarımdan dizi sayesinde şu anda çıktım ... Ana olguyu tamamen hissettim.
Anne olmak dünyadaki tek mükemmel gerçek.... Annelik dışındaki hissedilen, düşünülen , yapılan yada sorgulanan herşey boş takıntıdan başka birşey değil.
Ve ben ilk defa bunu deneyimlemeye hazırırm....
Dileğim Osmanıma Ahmet den sahip olmak...
Bu hayatta İkinci kez izleyeceğim ve bu sefer başrolünde benim oynayacağım evlilik filmi daha şanslı olsun :))))
Osman ya... Osman... Mete.... Berrin... İpek... Her yaşında algılanış ve tepkiler daha farklı fakat yara tek....
Yaranın adı bendede Aliydi, dizidede Ali :))))
14 Ekim 2010 Perşembe
24 Eylül 2010 Cuma
Ateş kadını olmak
Alev alev olmak demektir.
Büyük oynamak demektir, korkmamak ve asla uslanmamak demektir.
Alayınızın a… korum demektir, yeri ve zamanı geldiğinde icra etmek demektir.
Hırçın olmak demektir, zor un bile zorluğunu sınayan ve sınatan olmak demektir.
Ekabir olmak, keyifli olmak, eğlenceli olmak, zıpır bir fırlama olmak demektir.
Aşkın aleviyle yanmak, aleviyle aşkı yakmak demektir.
Feleği kendi çemberinden geçirmek demektir.
Amazon olmak demektir, savaşçı, güçlü, mücadeleci, hırslı, imkansızı sıradanlaştıran demektir.
Bu dünyada hiçbir denemediği şey kalmaması demektir, ne yaptıysada arkasında durmak demektir.
Asi olmak, boyun eğmemek, özgürlüğü ve iradesi için dünyayı bir kalemde silmek demektir.
Endamını, edasını, içindeki geyşayı bilmek demektir, bir bakışı ile bir romanı bile anlatmak demektir.
Hep kraliçe, hep hükümdar olmak demektir.
Yeri geldiğinde vezir etmeyi, yeri geldiğinde o vezirin altındaki kırmızı halıyı bir hamlede çekmek demektir.
Şevkatli olmak demektir, yüreğini korkusuzca açmayı bilmek demektir.
Cömert olmak demektir, parayı amaç değil araç olarak görmeyi doğuştan bilmek demektir.
Hayallerinin hiç bitmemesi ve hayalleri fizanda da olsa sınırsızca yaşamak demektir.
Bağımsız olmak demektir, hayır kelimesini kullanan olmak demektir.
Her yola gelmek, istediğinde ise o yoldan çekip gitmek demektir.
Deli ile dahi arasındaki o ince çizgide olmak demektir.
Bu dünyayı yerinden sarsacak gücün her zaman elinde olduğunu bilmek demektir.
Kadınlığın en güzel icrasını yapabilmek demektir.
Ateş kadını ile oyun oynamak ; azrailden borç alıp şeytanla kumar oynama benzer .
Yay’a / yay
Büyük oynamak demektir, korkmamak ve asla uslanmamak demektir.
Alayınızın a… korum demektir, yeri ve zamanı geldiğinde icra etmek demektir.
Hırçın olmak demektir, zor un bile zorluğunu sınayan ve sınatan olmak demektir.
Ekabir olmak, keyifli olmak, eğlenceli olmak, zıpır bir fırlama olmak demektir.
Aşkın aleviyle yanmak, aleviyle aşkı yakmak demektir.
Feleği kendi çemberinden geçirmek demektir.
Amazon olmak demektir, savaşçı, güçlü, mücadeleci, hırslı, imkansızı sıradanlaştıran demektir.
Bu dünyada hiçbir denemediği şey kalmaması demektir, ne yaptıysada arkasında durmak demektir.
Asi olmak, boyun eğmemek, özgürlüğü ve iradesi için dünyayı bir kalemde silmek demektir.
Endamını, edasını, içindeki geyşayı bilmek demektir, bir bakışı ile bir romanı bile anlatmak demektir.
Hep kraliçe, hep hükümdar olmak demektir.
Yeri geldiğinde vezir etmeyi, yeri geldiğinde o vezirin altındaki kırmızı halıyı bir hamlede çekmek demektir.
Şevkatli olmak demektir, yüreğini korkusuzca açmayı bilmek demektir.
Cömert olmak demektir, parayı amaç değil araç olarak görmeyi doğuştan bilmek demektir.
Hayallerinin hiç bitmemesi ve hayalleri fizanda da olsa sınırsızca yaşamak demektir.
Bağımsız olmak demektir, hayır kelimesini kullanan olmak demektir.
Her yola gelmek, istediğinde ise o yoldan çekip gitmek demektir.
Deli ile dahi arasındaki o ince çizgide olmak demektir.
Bu dünyayı yerinden sarsacak gücün her zaman elinde olduğunu bilmek demektir.
Kadınlığın en güzel icrasını yapabilmek demektir.
Ateş kadını ile oyun oynamak ; azrailden borç alıp şeytanla kumar oynama benzer .
Yay’a / yay
14 Eylül 2010 Salı
Kayıp Gül
Bir kitap ancak bu kadar güzel yazılabilir, anlatım dili, tasviri, verdiği mesajlar, kısa ve öz anlatım biçimi, insanda yarattığı farkındalıklar ve o duygusal patlamalar....
Ben hala etkisinden çıkamadım, okurken bazı yerlerde kal geliyor, bazı yerlerde bütün hücrelerinle birlikte ağlıyorsun, sen gerçekten çok özel bir kitapsın.
Tekrar, tekrar okuyasım var... O kadar çok anlatacak şey varki kitapla ilgili ama ben onun kadar güzel anlatamam.
Su an sahile inip, tekrar açıp sıfırdan okuyasım var.
Elmut
25 Ağustos 2010 Çarşamba
Şükürler olsun...
Allahım şükürler olsun...
Bu dünyanın güzelliğine, senin sevgine,
verdiğin nimetlere, açtığın kapılara, yürüdüğüm yollara, karşıma yolladığın fırsatlara, sınırsız iş olanaklarına, verdiğin zeka ya, karşıma çıkan insanların güzelliğine, bolluk bereket e, içimdeki sevgiye, cesaretime, verdiğin iyi niyete, yaratıcılığıma, birlikte ilerlediğim yol arkadaşlarıma, şükürler olsun.
Yatsam kalksam , sana ne kadar teşekkür etsem az.
Beni ben yapan ve beni bugünün güzelliklerine hazırlayan her insana, aileme, her yaşadığım bana deneyim kazandıran olaya , kaderime, ve kendime sonsuz teşekkür ediyorum ve başarıların altına kalıcı imzamı atmak için ilerliyorum.
Sevgimle...
Elmut
Bu dünyanın güzelliğine, senin sevgine,
verdiğin nimetlere, açtığın kapılara, yürüdüğüm yollara, karşıma yolladığın fırsatlara, sınırsız iş olanaklarına, verdiğin zeka ya, karşıma çıkan insanların güzelliğine, bolluk bereket e, içimdeki sevgiye, cesaretime, verdiğin iyi niyete, yaratıcılığıma, birlikte ilerlediğim yol arkadaşlarıma, şükürler olsun.
Yatsam kalksam , sana ne kadar teşekkür etsem az.
Beni ben yapan ve beni bugünün güzelliklerine hazırlayan her insana, aileme, her yaşadığım bana deneyim kazandıran olaya , kaderime, ve kendime sonsuz teşekkür ediyorum ve başarıların altına kalıcı imzamı atmak için ilerliyorum.
Sevgimle...
Elmut
19 Ağustos 2010 Perşembe
Pire it de, Bit yiğit de bulunurmuş :) )
Resmi görünce çok hislendim :)
Benim küçüklüğüm arkadaşım Burcu ile böööle birbirimizin bitlerini ayıklarken geçti :)
Annelerimiz kafamıza gaz döker, şeltoks sıkar, bit ilaci ile yıkar, ince tarakla tülbente tarardı...
((Bazen düşünüyorum gaz, yada zehirli sinek ilacı beyin hücrelerime zarar vermiş olduğundamı ben böyleyim diye :)))
Bizde burcuyla boş zamanlarımızda kalanları ayıklardık :)
Benim bu konuda master degreem var :)
Bit ayıklamak ciddi bir iştir... Resimdede görüldüğü gibi...
Ayıklanan kıpırdamaz, başını sağa sola çevirmez ve suçluluk psikolojisi ile hep mahsun durur :(
Ayıklayan ise ; kalp ameliyata yapacak prof gibi işin başına geçer, sirkemi ? bitmi ? önce seçer, sirkeleri tırnak içi ile saçın en ucuna kadar çekmen gerekiyor , sonra tırnakların üstleri ile çıt sesini duyarak öldürmek gerekiyor. Bit ise daha büyük, göze gözüküyor onu yakalamak için çok atik ve hızlı olmak gerekiyor, yakayalınca aynen resimde görüldüğü gibi kafanın kendi üstünde tırnakların üstüyle çıtlatıp öldürmek lazım ...
Sanırım Sarılı/ beyazlı pirelendiği zamanlarda o yüzden çok kızmadım:)
Armut dibine düşer napsın...
Elmut
Benim küçüklüğüm arkadaşım Burcu ile böööle birbirimizin bitlerini ayıklarken geçti :)
Annelerimiz kafamıza gaz döker, şeltoks sıkar, bit ilaci ile yıkar, ince tarakla tülbente tarardı...
((Bazen düşünüyorum gaz, yada zehirli sinek ilacı beyin hücrelerime zarar vermiş olduğundamı ben böyleyim diye :)))
Bizde burcuyla boş zamanlarımızda kalanları ayıklardık :)
Benim bu konuda master degreem var :)
Bit ayıklamak ciddi bir iştir... Resimdede görüldüğü gibi...
Ayıklanan kıpırdamaz, başını sağa sola çevirmez ve suçluluk psikolojisi ile hep mahsun durur :(
Ayıklayan ise ; kalp ameliyata yapacak prof gibi işin başına geçer, sirkemi ? bitmi ? önce seçer, sirkeleri tırnak içi ile saçın en ucuna kadar çekmen gerekiyor , sonra tırnakların üstleri ile çıt sesini duyarak öldürmek gerekiyor. Bit ise daha büyük, göze gözüküyor onu yakalamak için çok atik ve hızlı olmak gerekiyor, yakayalınca aynen resimde görüldüğü gibi kafanın kendi üstünde tırnakların üstüyle çıtlatıp öldürmek lazım ...
Sanırım Sarılı/ beyazlı pirelendiği zamanlarda o yüzden çok kızmadım:)
Armut dibine düşer napsın...
Elmut
Harika...
"Hiçbir şey için asla çok geç değildir ya da benim durumumda, istediğin kişi olmak için çok erken değil. Zaman sınırı yoktur, istediğin zaman başlayabilirsin. Değişebilir ya da aynı kalabilirsin. Bunun bir kuralı yoktur. En iyisini ya da en kötüsünü yapabiliriz. Umarım, sen en iyisini yaparsın. Umarım, seni şaşırtacak ...şeyler yaşarsın. Umarım, daha önce hiç hissetmediğin şeyler hissedersin. Umarım, değişik bakış açıları olan insanlarla tanışırsın. Umarım, gurur duyacağın bir hayatın olur. Öyle olmadığını anlarsan, umarım en baştan başlayacak gücü bulursun."
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi'nden alıntıdır.
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi'nden alıntıdır.
18 Ağustos 2010 Çarşamba
17 Ağustos 2010 Salı
16 Ağustos 2010 Pazartesi
Gülümse ve içten bir kahkaha at...
Gülümsemek,
Kendine kocman sıcak bir gülümseme ile başlamak güne ne kadar güzel,
Sevdiğine gülümsemek ne güzel,
Aynanın etrafında dönüp vücuduna gülümsemek, ardından kendine dil çıkartıp gülümsemek...
Güneşe gülümsemek, yaşayacağın o güzel güne gülümsemek,
Güzel bir kahvaltıya gülümsemek,
Bugün yapacağın işlere , muhtemel görüşeceğin insanlara gülümsemek,
Bakkala gülümsemek,
Gelen telefonları gülümseyerek açmak,
Hayatın ta kendisine gülümsemek, sıcacık, içinden gelerek, huzurla, mutlulukla, sevgiyle...
Farkındalığın senden ayrı bir şey olmadığını bilerek yaşamak ve buna da gülümsemek.
İhtiyaçsızlık hali, olan her ihtimalin sevgiyle buluşması, huzurlu ve güvenli paylaşımlar.
Hayat an be an mükemmel ve keyifli. Olan her ihtimal olduğu gibi gülümsemeye değer.
Değişim içimizde başlar ve içimizde son bulur.
Mutsuzsan kendine sor, yalnızsan kendine sor, zihnin sürekli karmaşa içindeyse kendine sor,
Hayatın da değiştirilmesi gereken bir şeyler olduğuna inanıyorsan kendine sor, insanlarla kendini kıyaslıyorsan kendine sor, insanlarla aranda problem olduğunu düşünüyorsan kendine sor,
Anı yaşayamıyorsan kendine sor, yaptığın işi sevmiyorsan kendine sor, geçmişi sorguluyor ve geleceği planlyorsan kendine sor, sonsuzluğun senden ibaret olduğunun farkında değilsen kendine sor, diğer insanları kendinden ayrı görüyorsan kendine sor, düşüncelerinin doğru olduğuna inanıyorsan kendine sor, duygularının doğru olduğuna inanıyorsan kendine sor, bolluk ve bereketin sınırlı ise kendine sor, bir şeylerden kurtulmaya çalışıyorsan kendine sor, hayatında sevdiğin ve sevildiğin , mutlu olduğun bir ilişkin yoksa kendine sor, içindeki değişimin diğer insanlara muhteşem etkiler yapıp, onlarında senin güzelliğine göre değiştiğini farketmiyosan kendine sor, hayatın akışına kendini olduğu gibi bırakamıyorsan kendine sor, anlamaya çalışmanın gereksiz olduğunu kendine sor, herseyin sen, senin hersey olduğunu bilmiyorsan kendine sor, kendine sormakla başla ki cevap gelsin …
Her gelen cevapta bir adım öne at , sevgiyle kucakla….
Hayat ihtişamıyla akarken gülümse, gülümse en sonunda kahkaha at :)
Elmut
Kendine kocman sıcak bir gülümseme ile başlamak güne ne kadar güzel,
Sevdiğine gülümsemek ne güzel,
Aynanın etrafında dönüp vücuduna gülümsemek, ardından kendine dil çıkartıp gülümsemek...
Güneşe gülümsemek, yaşayacağın o güzel güne gülümsemek,
Güzel bir kahvaltıya gülümsemek,
Bugün yapacağın işlere , muhtemel görüşeceğin insanlara gülümsemek,
Bakkala gülümsemek,
Gelen telefonları gülümseyerek açmak,
Hayatın ta kendisine gülümsemek, sıcacık, içinden gelerek, huzurla, mutlulukla, sevgiyle...
Farkındalığın senden ayrı bir şey olmadığını bilerek yaşamak ve buna da gülümsemek.
İhtiyaçsızlık hali, olan her ihtimalin sevgiyle buluşması, huzurlu ve güvenli paylaşımlar.
Hayat an be an mükemmel ve keyifli. Olan her ihtimal olduğu gibi gülümsemeye değer.
Değişim içimizde başlar ve içimizde son bulur.
Mutsuzsan kendine sor, yalnızsan kendine sor, zihnin sürekli karmaşa içindeyse kendine sor,
Hayatın da değiştirilmesi gereken bir şeyler olduğuna inanıyorsan kendine sor, insanlarla kendini kıyaslıyorsan kendine sor, insanlarla aranda problem olduğunu düşünüyorsan kendine sor,
Anı yaşayamıyorsan kendine sor, yaptığın işi sevmiyorsan kendine sor, geçmişi sorguluyor ve geleceği planlyorsan kendine sor, sonsuzluğun senden ibaret olduğunun farkında değilsen kendine sor, diğer insanları kendinden ayrı görüyorsan kendine sor, düşüncelerinin doğru olduğuna inanıyorsan kendine sor, duygularının doğru olduğuna inanıyorsan kendine sor, bolluk ve bereketin sınırlı ise kendine sor, bir şeylerden kurtulmaya çalışıyorsan kendine sor, hayatında sevdiğin ve sevildiğin , mutlu olduğun bir ilişkin yoksa kendine sor, içindeki değişimin diğer insanlara muhteşem etkiler yapıp, onlarında senin güzelliğine göre değiştiğini farketmiyosan kendine sor, hayatın akışına kendini olduğu gibi bırakamıyorsan kendine sor, anlamaya çalışmanın gereksiz olduğunu kendine sor, herseyin sen, senin hersey olduğunu bilmiyorsan kendine sor, kendine sormakla başla ki cevap gelsin …
Her gelen cevapta bir adım öne at , sevgiyle kucakla….
Hayat ihtişamıyla akarken gülümse, gülümse en sonunda kahkaha at :)
Elmut
15 Ağustos 2010 Pazar
Ekşınlı Pazar :)
Sabah helikopter sesleri, yürüyüş sesiyle tam gözümü açmaya çalışırken Çiki Çiki nin sesiyle uyandım.
Çita kalk Karal geldi sanırım :)
Hepimiz balkona koştuk, askerler vardı tam karşımızda caddenin üstünde.
Ben kurtuluş savaşı çıktı diye sevinçten zıplıyordum.
Çiki çiki internetten ne oldu bugün acaba diye bakıyordu ve dediki ;
1925 yılında ilk posta pulları tedavüle girmiş ondan olabilirmi acaba :)
Çita camdan bakıp bağırdı Elmut araban yok cepte.
Biz tam üstümüzü giyinirken, ben dedim darbe oldu ve asker arabama el koydu yada savaşa gidiyoruz...
O sırada aklımdan geçen düşünceler...
Darbe olduysa annemi facebook yorumlarından dolayı içeri almışlarmıdır ? arasammı ? ya bide öle bişey yoksa oruç oruç uyandırdım diye annem bana darbemi yapar ?
Neler oluyor, keşke kamuflaj pantlonum yanımda olsaydı...
Ben acaba Mehmetçikle ilgili özel bir espiri yapıyorum :) diyemi geldiler kapıya.
O sırada helikopterler son hızıyla geçiyordu.
Fırladım hemen sokağa, duran birine sordum abi darbemi var ? dedi bende yeni geldim.
Polisi gördüm dedim darbemi var savaşmı çıktı, dedi ikiside yok 30 ağustosa hazırlık yapılıyor,
E peki dedim arabam nerde o zaman ? otoparka çekmişlerdir :(
Hay dedim bende zorunlu ihtiyaçtan asker el koydu sanmıştım, daha özel bişey sanmıştım.
O sırada yanıma Çiki Çiki ve Çita da katıldı, birden gözlerimiz doldu, Mehmetçikkkkkkk...
Bir apaçi ağlıyor diye yahşi batıdaki şiiri okumak istedim o anda :)
Biz tam ayaktayken komutan bağırıyordu, rahat, hazır ol tüfek omza, İrkildik :)
ateşşşşş derlerse diye öööle kal geldi bize... Etrafımız kalabalıklaşmıştı.
Mehmetçiklerrrrrrrrrr, canlarımız, hep birlikte İstiklal marşımızı okumaya başladık, içimden komutanımmmmm benide alın askere diye bağırmak geçti , ama saygı duruşumu bozmadım.
Bitti , hepimiz alkışlamaya başladık, öyle gururluydukki...
O sırada bi baktık doğan haber ajansı resimlerimizi çekiyor.
Dedim bi dakkaaaaaaaaaaaa ; Saçlarım toplu, böyle olmaz :) bekle düzelteyim öyle çek :)
Hepimiz krize girdik gülmekten.
O sırada Çiki çiki dediki ana haber bültenine mi çıkarmıyız ?
Kameraman ; ekşın olması lazım askerlerin arasından koşarak geçin zik zak halinde :)
Dedimki ; ana haber bültenine ölü olarak çıkmıyalım kardeşim :)
Hepimiz gene gülmekten yerlere yattık.
O sırada askerlerimiz düzen içinde , geriye doğru yürümeye başladılar, 2 tanesi adım atar gibi yapıyordu ama atmıyordu, yani ayakları tam diğerleri gibi ritmik ve düzgün değildi.
O sırada ensesine bir şaplak atmak istedim :)
Bağırmakla yetindik ;Mehmetçikkkkkkk bak bak bak bozma düzeni...
Askerlerimizi uğurladık, sevgi, saygı ve gururla ...
Çita kalk Karal geldi sanırım :)
Hepimiz balkona koştuk, askerler vardı tam karşımızda caddenin üstünde.
Ben kurtuluş savaşı çıktı diye sevinçten zıplıyordum.
Çiki çiki internetten ne oldu bugün acaba diye bakıyordu ve dediki ;
1925 yılında ilk posta pulları tedavüle girmiş ondan olabilirmi acaba :)
Çita camdan bakıp bağırdı Elmut araban yok cepte.
Biz tam üstümüzü giyinirken, ben dedim darbe oldu ve asker arabama el koydu yada savaşa gidiyoruz...
O sırada aklımdan geçen düşünceler...
Darbe olduysa annemi facebook yorumlarından dolayı içeri almışlarmıdır ? arasammı ? ya bide öle bişey yoksa oruç oruç uyandırdım diye annem bana darbemi yapar ?
Neler oluyor, keşke kamuflaj pantlonum yanımda olsaydı...
Ben acaba Mehmetçikle ilgili özel bir espiri yapıyorum :) diyemi geldiler kapıya.
O sırada helikopterler son hızıyla geçiyordu.
Fırladım hemen sokağa, duran birine sordum abi darbemi var ? dedi bende yeni geldim.
Polisi gördüm dedim darbemi var savaşmı çıktı, dedi ikiside yok 30 ağustosa hazırlık yapılıyor,
E peki dedim arabam nerde o zaman ? otoparka çekmişlerdir :(
Hay dedim bende zorunlu ihtiyaçtan asker el koydu sanmıştım, daha özel bişey sanmıştım.
O sırada yanıma Çiki Çiki ve Çita da katıldı, birden gözlerimiz doldu, Mehmetçikkkkkkk...
Bir apaçi ağlıyor diye yahşi batıdaki şiiri okumak istedim o anda :)
Biz tam ayaktayken komutan bağırıyordu, rahat, hazır ol tüfek omza, İrkildik :)
ateşşşşş derlerse diye öööle kal geldi bize... Etrafımız kalabalıklaşmıştı.
Mehmetçiklerrrrrrrrrr, canlarımız, hep birlikte İstiklal marşımızı okumaya başladık, içimden komutanımmmmm benide alın askere diye bağırmak geçti , ama saygı duruşumu bozmadım.
Bitti , hepimiz alkışlamaya başladık, öyle gururluydukki...
O sırada bi baktık doğan haber ajansı resimlerimizi çekiyor.
Dedim bi dakkaaaaaaaaaaaa ; Saçlarım toplu, böyle olmaz :) bekle düzelteyim öyle çek :)
Hepimiz krize girdik gülmekten.
O sırada Çiki çiki dediki ana haber bültenine mi çıkarmıyız ?
Kameraman ; ekşın olması lazım askerlerin arasından koşarak geçin zik zak halinde :)
Dedimki ; ana haber bültenine ölü olarak çıkmıyalım kardeşim :)
Hepimiz gene gülmekten yerlere yattık.
O sırada askerlerimiz düzen içinde , geriye doğru yürümeye başladılar, 2 tanesi adım atar gibi yapıyordu ama atmıyordu, yani ayakları tam diğerleri gibi ritmik ve düzgün değildi.
O sırada ensesine bir şaplak atmak istedim :)
Bağırmakla yetindik ;Mehmetçikkkkkkk bak bak bak bozma düzeni...
Askerlerimizi uğurladık, sevgi, saygı ve gururla ...
13 Ağustos 2010 Cuma
Beni birgün öldürürse Sarılı/beyazlı öldürür.
Canım , erkekim , sen hem pirelenme diye, hem sürekli sokak isteyip sokakta başına birşey gelmesin diye, hemde bu kadar huzursuz olma diye sana kısırlaştırma ameliyatı yaptırdım.
Ameliyatın bitip de evine geldin o an dünya başıma yıkıldı :(
Canımmmm benim, narkozun etkisinden daha yeni çıkmıştın , hala uyanmakta zorluk çekiyordun, yürümeye çalışıyor bacakları titriyor ve tekrardan düşüyordun...
Hayatımda bu kadar vizdan azabı çektiğim başka bir an olmadı, kıyamadım canımın yarısına,
ne yapacağımı bilemedim, inliyordun sadece ben ben okşayınca susuyordun, o halde bile kendini sevdirmeye çalışıyordun. Sen nasıl bişeysin sarı.
Tekrar ayağa kalkmaya çalışıyor, tekrar yere düşüp uyuyordun ve dudakların sarkmıştı.
Dayanamadım , hayatımda hiç bu kadar canım acımadı, hiç bu kadar çaresiz kalmadım, hiç bu kadar üzülmedim, hiç bu kadar pişman olmadım .
Gece sana yumuşak bir yer yaptım , yemeğine suyuna yakın olsun diye. Bilemedimki yanlız yatmak istemediğini. Senin uyuduğundan emin olunca ben yattım zaten.
Sabaha karşı sesine uyandım, nasıl yatağın kenarında tırmanmaya çalışıyordun sen, benim yavrum düşe kalka yanıma gelmişsin , kim bilir ne zorluklarla geldin... Kim bilir kaç saatde geldin.
O anda öldüm, o anda canımın yarısını aldım kucağıma, öyle bir girdikin koynuma, öyle bir sardınki patini , öyle bir sarıldınki bana... Bu duyguyu tarif edemem... Sadece ağlarım o anda...
Ben kıyamam sana ve sana ölürüm ölür.
Çok şükür bugün düzeldin. Aynı sarı :) aynıııııııııııııııııııı, yüreğimin neşesi geri geldi.
Zarife sana o kadar üzüldü, o kadar yanında bekledi, kendine gelir gelmez ilk zarifeyi uyuz ettin .
Yine başladın konuşmaya, sanırım bana küfür ediyosun :) Erkekliğimi bitirdin kadınnnn diye.
Ama bitmedi yine kız arkadaşınla özel hayatına devam edebilirsin tabi :)
O neşene bitiyorum, o hareketlerine bitiyorum, kendine geldin ya ben daha bişey istemem.
Canımın yarısısın sen.
Elmutun
Ameliyatın bitip de evine geldin o an dünya başıma yıkıldı :(
Canımmmm benim, narkozun etkisinden daha yeni çıkmıştın , hala uyanmakta zorluk çekiyordun, yürümeye çalışıyor bacakları titriyor ve tekrardan düşüyordun...
Hayatımda bu kadar vizdan azabı çektiğim başka bir an olmadı, kıyamadım canımın yarısına,
ne yapacağımı bilemedim, inliyordun sadece ben ben okşayınca susuyordun, o halde bile kendini sevdirmeye çalışıyordun. Sen nasıl bişeysin sarı.
Tekrar ayağa kalkmaya çalışıyor, tekrar yere düşüp uyuyordun ve dudakların sarkmıştı.
Dayanamadım , hayatımda hiç bu kadar canım acımadı, hiç bu kadar çaresiz kalmadım, hiç bu kadar üzülmedim, hiç bu kadar pişman olmadım .
Gece sana yumuşak bir yer yaptım , yemeğine suyuna yakın olsun diye. Bilemedimki yanlız yatmak istemediğini. Senin uyuduğundan emin olunca ben yattım zaten.
Sabaha karşı sesine uyandım, nasıl yatağın kenarında tırmanmaya çalışıyordun sen, benim yavrum düşe kalka yanıma gelmişsin , kim bilir ne zorluklarla geldin... Kim bilir kaç saatde geldin.
O anda öldüm, o anda canımın yarısını aldım kucağıma, öyle bir girdikin koynuma, öyle bir sardınki patini , öyle bir sarıldınki bana... Bu duyguyu tarif edemem... Sadece ağlarım o anda...
Ben kıyamam sana ve sana ölürüm ölür.
Çok şükür bugün düzeldin. Aynı sarı :) aynıııııııııııııııııııı, yüreğimin neşesi geri geldi.
Zarife sana o kadar üzüldü, o kadar yanında bekledi, kendine gelir gelmez ilk zarifeyi uyuz ettin .
Yine başladın konuşmaya, sanırım bana küfür ediyosun :) Erkekliğimi bitirdin kadınnnn diye.
Ama bitmedi yine kız arkadaşınla özel hayatına devam edebilirsin tabi :)
O neşene bitiyorum, o hareketlerine bitiyorum, kendine geldin ya ben daha bişey istemem.
Canımın yarısısın sen.
Elmutun
Fıkra.... Senin adın ne ?
Din dersinde öğretmen yeni başladığı sınıfında öğrenciyi kaldırmış...
- Adın ne senin evladım
- Kevser öğretmenim
- Ne güzel isim,Oku bakalım kevser suresini
- Öğrenci sureyi ezbere okumuş
- Aferin evladım, ağzına sağlık
- Senin adın ne evladım
- Fatih öğretmenim - Çok güzel isim, Oku bakalım fatiha suresini demiş,
- Öğrenci ezbere okumuş
- Aferin evladım, ağzına sağlık..
-Öğretman birde bakmış, bir çocuk masanın altına saklanmaya çalışıyor..
- Evladım kalk bakayım, adın ne senin demiş
- Yasin öğretmenim ama arkadaşlar bana kısaca süpaneke derler
Elmut
- Adın ne senin evladım
- Kevser öğretmenim
- Ne güzel isim,Oku bakalım kevser suresini
- Öğrenci sureyi ezbere okumuş
- Aferin evladım, ağzına sağlık
- Senin adın ne evladım
- Fatih öğretmenim - Çok güzel isim, Oku bakalım fatiha suresini demiş,
- Öğrenci ezbere okumuş
- Aferin evladım, ağzına sağlık..
-Öğretman birde bakmış, bir çocuk masanın altına saklanmaya çalışıyor..
- Evladım kalk bakayım, adın ne senin demiş
- Yasin öğretmenim ama arkadaşlar bana kısaca süpaneke derler
Elmut
12 Ağustos 2010 Perşembe
12 ağustosda bir bebiş dünyaya geldi ...
Bugün bir doğum günü var, varlığıyla dünyayı şenlendiren bir yürek var.
O gün şu söz icad edildi ; bebenmi var derdin var :)
Kaç yaşına bastığını sormayın, bazen 5, bazen 17, bazen 40, bazen 30 :) yaşsız bir kadındır benim arkadaşım.
Kelimelerin bir insan için yetersiz kaldığı kadın, melekle şeytanı bir bedende barındıran bir şebişe... Şebiş değil şebişedir kendisi :)
Ekşın desen onda, yaramazlık desen onda, yufka yüreklilik desen onda, benim başımı derde sokmak desen ondaa, kendi başını dertten hiç kurtarmamak desen yine onda :)
Ben seni tanıdığım için çok ama çok mutluyum, seninle yaşadığımız dolu dolu iki yılı düşündükçe, her anımızı her maceramızı :) yüzümü bir elmut gülüşü kaplıyor.
Seni tanımadan onbeş gün önce seni rüyamda görmüştüm, onbeş gün sonra evindeydim , başıma gelecek varmış :)
İşte o günden sonra senin sesini duymadığım bir günüm geçmedi , bazen güldürsende, bazen acıtsanda, bazen dibe vurdursanda,sen benim dostumsun :) itişsekde biz dostuz.
Senin o kahkahana bayılıyorum, o cin cin bakışına bayılıyorum, her an yaramazlık ateşini yakmana bayılıyorum.
Sen bir ateş kadınısın, sen bir aşk kadınısın ,şu an acınnnnnnnn var ağğğğğğğğğğğğğ :)
yanası çekmeköyden çıkıp , şırnak peşmerge avcısına koştun :) desteğim sonsuz , Mehmetciğe canımız fedadır her zaman.
Ne güzeldi yaşadığımız her şey, hep çok gülerdik çay saatlerinde :) seninle 5 dakikalık telefon konuşması bile ekşın ve kahkaha krizi.
Aklıma şu an seni bettle nın arkasında montların altına saklayıp paradise sitesinin kapısından sokmam geldi :) gene krize girdim gülmekten.
Hele ben başka bir kapının açılmasını dış kapıda beklerken, senin 10 kattan adama durunnnnnn bekleyin bizim kızıda içeri alın diye bağırman yokmuydu, sen bir ömürsün.
Hele 2 hafta önce hep beraber toplandığımızda gülmekten karnımızın ağrıması :) o neydi bebem ya, ben öle bir gece hayatımda geçirmedim. sen iyiki varsın.
Ben sana bayılıyorum, senin o kahkahana bitiyorum, seninle kurduğumuz o masum hayallere bayılıyorum, kapaklarımıza bitiyorum.
Sen iyiki varsın, seninle yaşadıklarımız iyiki var, senin güzel kahkahan iyiki var...
Şimdi başka bir maceradayız :) yine aşığız, yine seviyoruz, yine ekşındayız, yine deliyiz, yine birlikyetiz, biz ateş kadınıyız huyumuz kurusun :) uslanmaz ve iflah olmayız.
Düşsekde, kalksakda, korkusuzca ilerleriz her zaman hemde gülerek ilerleriz . Takık ve kıskanç tiplerin dedikodularını, yargılaması, laf sokması, bizi sorgulamasına, kendilerinin yapamadığı şeylerin hırsını gördükçe hele bitarafımızla güleriz hatta.
Biz hep güleriz, hep ilerleriz, hep keyif alırız, hep mutluyuz, hep birbirimiziz . Dünya ...mize, minare... müzedir :)
Senin hayal dünyana bayılıyorum hele bilinçaltına kopuyorum :) sen ne tatlısın ya Hülya şebişesi.
Bu şebişeyi sahneye davet ediyorum.
O biiiiiiiiiiiir nostradamus.
O biiiiiiiiiiiir dişi.
O biiiiiiiiiiiir astralci.
O biiiiiiiiiiiir maceracı.
O biiiiiiiiiiiir fırlama.
O biiiiiiiiiiiir aşk kadını.
O biiiiiiiiiiiir baş belası.
O biiiiiiiiiiiir acısı olan.
O biiiiiiiiiiiir ruhsal
O biiiiiiiiiiiir Hülya Balıkavlayan.
Elmut seni çok seviyor :) höööö
O gün şu söz icad edildi ; bebenmi var derdin var :)
Kaç yaşına bastığını sormayın, bazen 5, bazen 17, bazen 40, bazen 30 :) yaşsız bir kadındır benim arkadaşım.
Kelimelerin bir insan için yetersiz kaldığı kadın, melekle şeytanı bir bedende barındıran bir şebişe... Şebiş değil şebişedir kendisi :)
Ekşın desen onda, yaramazlık desen onda, yufka yüreklilik desen onda, benim başımı derde sokmak desen ondaa, kendi başını dertten hiç kurtarmamak desen yine onda :)
Ben seni tanıdığım için çok ama çok mutluyum, seninle yaşadığımız dolu dolu iki yılı düşündükçe, her anımızı her maceramızı :) yüzümü bir elmut gülüşü kaplıyor.
Seni tanımadan onbeş gün önce seni rüyamda görmüştüm, onbeş gün sonra evindeydim , başıma gelecek varmış :)
İşte o günden sonra senin sesini duymadığım bir günüm geçmedi , bazen güldürsende, bazen acıtsanda, bazen dibe vurdursanda,sen benim dostumsun :) itişsekde biz dostuz.
Senin o kahkahana bayılıyorum, o cin cin bakışına bayılıyorum, her an yaramazlık ateşini yakmana bayılıyorum.
Sen bir ateş kadınısın, sen bir aşk kadınısın ,şu an acınnnnnnnn var ağğğğğğğğğğğğğ :)
yanası çekmeköyden çıkıp , şırnak peşmerge avcısına koştun :) desteğim sonsuz , Mehmetciğe canımız fedadır her zaman.
Ne güzeldi yaşadığımız her şey, hep çok gülerdik çay saatlerinde :) seninle 5 dakikalık telefon konuşması bile ekşın ve kahkaha krizi.
Aklıma şu an seni bettle nın arkasında montların altına saklayıp paradise sitesinin kapısından sokmam geldi :) gene krize girdim gülmekten.
Hele ben başka bir kapının açılmasını dış kapıda beklerken, senin 10 kattan adama durunnnnnn bekleyin bizim kızıda içeri alın diye bağırman yokmuydu, sen bir ömürsün.
Hele 2 hafta önce hep beraber toplandığımızda gülmekten karnımızın ağrıması :) o neydi bebem ya, ben öle bir gece hayatımda geçirmedim. sen iyiki varsın.
Ben sana bayılıyorum, senin o kahkahana bitiyorum, seninle kurduğumuz o masum hayallere bayılıyorum, kapaklarımıza bitiyorum.
Sen iyiki varsın, seninle yaşadıklarımız iyiki var, senin güzel kahkahan iyiki var...
Şimdi başka bir maceradayız :) yine aşığız, yine seviyoruz, yine ekşındayız, yine deliyiz, yine birlikyetiz, biz ateş kadınıyız huyumuz kurusun :) uslanmaz ve iflah olmayız.
Düşsekde, kalksakda, korkusuzca ilerleriz her zaman hemde gülerek ilerleriz . Takık ve kıskanç tiplerin dedikodularını, yargılaması, laf sokması, bizi sorgulamasına, kendilerinin yapamadığı şeylerin hırsını gördükçe hele bitarafımızla güleriz hatta.
Biz hep güleriz, hep ilerleriz, hep keyif alırız, hep mutluyuz, hep birbirimiziz . Dünya ...mize, minare... müzedir :)
Senin hayal dünyana bayılıyorum hele bilinçaltına kopuyorum :) sen ne tatlısın ya Hülya şebişesi.
Bu şebişeyi sahneye davet ediyorum.
O biiiiiiiiiiiir nostradamus.
O biiiiiiiiiiiir dişi.
O biiiiiiiiiiiir astralci.
O biiiiiiiiiiiir maceracı.
O biiiiiiiiiiiir fırlama.
O biiiiiiiiiiiir aşk kadını.
O biiiiiiiiiiiir baş belası.
O biiiiiiiiiiiir acısı olan.
O biiiiiiiiiiiir ruhsal
O biiiiiiiiiiiir Hülya Balıkavlayan.
Elmut seni çok seviyor :) höööö
11 Ağustos 2010 Çarşamba
1453 Rumeli Hisarının Yapılışını dinlerken ...
Gercek bir abim olsun isterdim…
Benim abim çok yakışıklı , çok cesur , çok zeki , çok şevkatli, çok güçlü olurdu. Tam bir erkek olurdu…
Herşeyi bilirdi, ava giderdi, çok iyi silah kullanırdı, çok güzel dans ederdi, paraşütle atlardı, teknolojiden çok iyi anlardı, harika zeybek oynardı, çok başarılı olurdu, çok sevgi dolu olurdu, ensturman çalardı , çok iyi basketbol oynardı, bir tane köpeği olurdu ismi Paşa, benden 5 yaş büyük olurdu, harika müzikler dinlerdi, çok heyecanlı olurdu, koç burcu olurdu, Odtü mezunu olurdu, ve kesin Galatarsaylı olurdu.
Beni çok severdi ve bende ona hayran olurdum.
Ben okulda disiplin cezası aldığım zamanlarda, annemden korkuma, velim olarak bakkalla anlaşma yapmak yerine abim velim olur ve imzayı atardı.
Bana ders çalıştırırdı, anlamadığım konuları sabırla anlatırdı bana. Matematiği bana kesin sevdirirdi.
Küçükken ben okulda kavga ettiğimde, hepsinin abileri çıkış kapısına geldiğinde bana hesap sormak için, benim abimde yanımda olurdu, bende o zaman korkuyor olmama rağmen korkmuyor numarası yapmazdım.
Sokakta birlikte oynardık ve ben her şeyi ondan öğrenirdim, takip ederdim onu.
Birlikte uyurduk, bana uyumadan önce masal okurdu , sabahları birlikte en sevdiğim jimnastiği yapardık, sonrada çizgi film izlerdik.
Benim saçlarımı hiç acıtmadan şevkatle tarardı.
Ben küçükken filmden etkilenip kendimi iple astığımda, yada şemsiyeyle balkondan uçma denemesi yaptığımda yada köyde ekmek teknesiyle yamaçtan kendimi saldığım ve kayıp yaralandığım zamanlarda yanımda olurdu , kızmadan bana ; yapma canım derdi.
Ben köydeyken yanımda olsaydı, yılandan hiç korkmazdım.
Ben aile içi şiddeti gözlerimi kocaman açmış korkuyla izlerken, beni başka odaya götürür oyalardı vede kulaklarımı tıkardı.
Beni çok severdi ve bende ona hayran olurdum.
Biz üç kişilik bir aile olarak kaldığımızda dört kişi kalırdık, bayrağı o teslim alırdı.
Lider o olurdu ve bütün sorumluluğu alırdı, korurdu, kollardı , ilerlerdi ve bana yol gösterir ve yol açardı.
Ben bir karar almadan önce hep ona danışırdım çünkü o her şeyi bilirdi.
Ben sinemaya gittiğimde, karanlık olduğunda abim beni çıkışta almaya gelirdi.
Çok güçlü bir abim olduğunu bildikleri için sokakta beni kimse rahatsız edemezdi.
Benim abim mükemmel olurdu, beni çok severdi ve ben ona hep hayran olurdum.
Arkadaşları olurdu, birlikte maça giderdik, ben bara ilk onunla giderdim, ilk içkimi onunla içmiş olurdum, ilk bilardoyu bana o öğretirdi, ilk tiyatroya onunla giderdik, ilk namazı ondan öğrenirdim,ilk siyaseti ondan öğrenirdim, bana her şeyi o öğretirdi , benim abim her şeyi bilirdi.
Benim kız arkadaşlarım da, benim abime hayranlıkla bakardı.
Yalnız gitmek yerine, yazılmak istediğim kurslara beni o götürürdü yazdırmaya.
Abim olsaydı ben kız olduğumu hep biliyor olurdum, erkek gibi olmak bana iyi bir şey gibi gözükmezdi.
Benim abim bana cinselliği , kadını ve erkeği anlatırdı.
Erkek arkadaşım olduğunda ilk onunla tanıştırırdım, önce o bakardı erkek gözüyle, erkek erkeğe konuşurdu onunla ve bana tavsiyesini söylerdi, ben onun sözünü dinlerdim ve hiç üzülmezdim.
Abim olsaydı , istemediğim bir şirkette 6 yıl çalışmak zorunda kalmazdım.
Ben hiç ama hiç depresyon geçirmezdim, ruhum ezilmezdi o kapanda.
Abimin benden daha büyük bir şirketi olurdu, ben önce onu izler, herseyi öğrenir sonra kendi işimi açardım.
Abimin bir Porsche cayenni olurdu, ben arada bi tur alırdım.
Beni çok severdi ve ben ona hayran olurdum.
Hep önümden ilerlerdi, ben onu izler sonra adım atardım. Kararlarımı almadan önce danışırdım çünkü benim abim her şeyi bilirdi.
Ben su an aklımın bir ucunda Güney Afrika varken, fakat Ticari Irakı feth etme projesi yaparken, abim dünyayı feth etmiş olurdu ve ben izlerdim, benim abim her şeyi yapardı.
Hergün beni arardı ; nasılsın , neler yapıyorsun , aklına takılan bir konu varmı, bir şeye ihtiyacın varmı diye sorardı.
Her akşam sevdiğimiz müzik eşliğinde akşam yemeği yerken günün kritiğini yapardık ve ben onu dinlerdim.
Ben ilk enerji uyulmamamı ve koçluğumu ondan alırdım, ruhsal yolcuğumda da bana o önder olurdu, çükü benim abim her şeyi bilirdi.
Abim benim kedilerimi çok severdi., üçümüzüde yan yana yatırır gıdıklardı.
Abim , benim doğum günlerimde, iyiki sen dünyaya bana eşlik etmek için geldin diye sabah yastığıma not bırakırdı.
Beni çok severdi ve ben ona hayran olurdum.
Abim olsun isterdim, çünkü yaş farkı aramızda az olduğu için, ebebeynler gibi kesin hükümlü olmak yerine anlıyarak, bilerek yaklaşımda bulunurdu.
Benim abim harika bir erkek olurdu, dünyayı birçok ülkeyi görmüş olurdu ve ben onu izlerdim.
Benim abim çok yakışıklı olurdu, Kenan imirzalıoğluna benzerdi tipi.
Sanırım şu anda evli olurdu , nasıl evlenildiğini öğrenirdim, harika bir eşi olurdu , harika anlaşırlardı, dünyanın en mutlu çifti olurlardı ve ben onları izler, öğrenir sonra adım atardım.
Hatta şu anda hala olmuş olurdum ve bir bebeğin nasıl büyüdüğünü, neler yapmak gerektiğini izler, öğrenir sonra adım atardım.
Benim abim çok keyifli bir adam olurdu, sohbeti muhabbeti dolu dolu olurdu. Benim abim gülmeyide ağlamayıda bilirdi.
Benim abim beni çok severdi ve ben ona hayran olup saygıyla eğilirdim.
Benim çok abim oldu, saydıklarımdan bazılarını yaşayabildiğim, ama hepsini bir arada barındıran gerçek , öz, canımdan, kanımdan bir abim olmadı.
Bugünden arta kalan, hayatımın karelerindeki ,son kalan değiştirme isteğimi de burada bırakıyorum,Sonsuzluğun içinde farkında olmak ve yaşamak, neyi ne için yaptığını bilmek, kime hangi rolleri yapıştırdığını ve hangi rolleri üstlendiğini açıkça görebilmek öyle güzelki. Bütün rollerden sıyrılmak bir kuş gibi olmak, herkeze sadece sevgiyle bakmak,
Özgürce ilerlemek o kadar güzelki, huzurlu olmak ve mutlu olmak, her andan neşe ve haz almak o kadar güzelki ve en önemlisi her şeyi kendin başarmış olmak öyle onur vericiki. Ayakta alkışlıyorum…
Benim abim çok yakışıklı , çok cesur , çok zeki , çok şevkatli, çok güçlü olurdu. Tam bir erkek olurdu…
Herşeyi bilirdi, ava giderdi, çok iyi silah kullanırdı, çok güzel dans ederdi, paraşütle atlardı, teknolojiden çok iyi anlardı, harika zeybek oynardı, çok başarılı olurdu, çok sevgi dolu olurdu, ensturman çalardı , çok iyi basketbol oynardı, bir tane köpeği olurdu ismi Paşa, benden 5 yaş büyük olurdu, harika müzikler dinlerdi, çok heyecanlı olurdu, koç burcu olurdu, Odtü mezunu olurdu, ve kesin Galatarsaylı olurdu.
Beni çok severdi ve bende ona hayran olurdum.
Ben okulda disiplin cezası aldığım zamanlarda, annemden korkuma, velim olarak bakkalla anlaşma yapmak yerine abim velim olur ve imzayı atardı.
Bana ders çalıştırırdı, anlamadığım konuları sabırla anlatırdı bana. Matematiği bana kesin sevdirirdi.
Küçükken ben okulda kavga ettiğimde, hepsinin abileri çıkış kapısına geldiğinde bana hesap sormak için, benim abimde yanımda olurdu, bende o zaman korkuyor olmama rağmen korkmuyor numarası yapmazdım.
Sokakta birlikte oynardık ve ben her şeyi ondan öğrenirdim, takip ederdim onu.
Birlikte uyurduk, bana uyumadan önce masal okurdu , sabahları birlikte en sevdiğim jimnastiği yapardık, sonrada çizgi film izlerdik.
Benim saçlarımı hiç acıtmadan şevkatle tarardı.
Ben küçükken filmden etkilenip kendimi iple astığımda, yada şemsiyeyle balkondan uçma denemesi yaptığımda yada köyde ekmek teknesiyle yamaçtan kendimi saldığım ve kayıp yaralandığım zamanlarda yanımda olurdu , kızmadan bana ; yapma canım derdi.
Ben köydeyken yanımda olsaydı, yılandan hiç korkmazdım.
Ben aile içi şiddeti gözlerimi kocaman açmış korkuyla izlerken, beni başka odaya götürür oyalardı vede kulaklarımı tıkardı.
Beni çok severdi ve bende ona hayran olurdum.
Biz üç kişilik bir aile olarak kaldığımızda dört kişi kalırdık, bayrağı o teslim alırdı.
Lider o olurdu ve bütün sorumluluğu alırdı, korurdu, kollardı , ilerlerdi ve bana yol gösterir ve yol açardı.
Ben bir karar almadan önce hep ona danışırdım çünkü o her şeyi bilirdi.
Ben sinemaya gittiğimde, karanlık olduğunda abim beni çıkışta almaya gelirdi.
Çok güçlü bir abim olduğunu bildikleri için sokakta beni kimse rahatsız edemezdi.
Benim abim mükemmel olurdu, beni çok severdi ve ben ona hep hayran olurdum.
Arkadaşları olurdu, birlikte maça giderdik, ben bara ilk onunla giderdim, ilk içkimi onunla içmiş olurdum, ilk bilardoyu bana o öğretirdi, ilk tiyatroya onunla giderdik, ilk namazı ondan öğrenirdim,ilk siyaseti ondan öğrenirdim, bana her şeyi o öğretirdi , benim abim her şeyi bilirdi.
Benim kız arkadaşlarım da, benim abime hayranlıkla bakardı.
Yalnız gitmek yerine, yazılmak istediğim kurslara beni o götürürdü yazdırmaya.
Abim olsaydı ben kız olduğumu hep biliyor olurdum, erkek gibi olmak bana iyi bir şey gibi gözükmezdi.
Benim abim bana cinselliği , kadını ve erkeği anlatırdı.
Erkek arkadaşım olduğunda ilk onunla tanıştırırdım, önce o bakardı erkek gözüyle, erkek erkeğe konuşurdu onunla ve bana tavsiyesini söylerdi, ben onun sözünü dinlerdim ve hiç üzülmezdim.
Abim olsaydı , istemediğim bir şirkette 6 yıl çalışmak zorunda kalmazdım.
Ben hiç ama hiç depresyon geçirmezdim, ruhum ezilmezdi o kapanda.
Abimin benden daha büyük bir şirketi olurdu, ben önce onu izler, herseyi öğrenir sonra kendi işimi açardım.
Abimin bir Porsche cayenni olurdu, ben arada bi tur alırdım.
Beni çok severdi ve ben ona hayran olurdum.
Hep önümden ilerlerdi, ben onu izler sonra adım atardım. Kararlarımı almadan önce danışırdım çünkü benim abim her şeyi bilirdi.
Ben su an aklımın bir ucunda Güney Afrika varken, fakat Ticari Irakı feth etme projesi yaparken, abim dünyayı feth etmiş olurdu ve ben izlerdim, benim abim her şeyi yapardı.
Hergün beni arardı ; nasılsın , neler yapıyorsun , aklına takılan bir konu varmı, bir şeye ihtiyacın varmı diye sorardı.
Her akşam sevdiğimiz müzik eşliğinde akşam yemeği yerken günün kritiğini yapardık ve ben onu dinlerdim.
Ben ilk enerji uyulmamamı ve koçluğumu ondan alırdım, ruhsal yolcuğumda da bana o önder olurdu, çükü benim abim her şeyi bilirdi.
Abim benim kedilerimi çok severdi., üçümüzüde yan yana yatırır gıdıklardı.
Abim , benim doğum günlerimde, iyiki sen dünyaya bana eşlik etmek için geldin diye sabah yastığıma not bırakırdı.
Beni çok severdi ve ben ona hayran olurdum.
Abim olsun isterdim, çünkü yaş farkı aramızda az olduğu için, ebebeynler gibi kesin hükümlü olmak yerine anlıyarak, bilerek yaklaşımda bulunurdu.
Benim abim harika bir erkek olurdu, dünyayı birçok ülkeyi görmüş olurdu ve ben onu izlerdim.
Benim abim çok yakışıklı olurdu, Kenan imirzalıoğluna benzerdi tipi.
Sanırım şu anda evli olurdu , nasıl evlenildiğini öğrenirdim, harika bir eşi olurdu , harika anlaşırlardı, dünyanın en mutlu çifti olurlardı ve ben onları izler, öğrenir sonra adım atardım.
Hatta şu anda hala olmuş olurdum ve bir bebeğin nasıl büyüdüğünü, neler yapmak gerektiğini izler, öğrenir sonra adım atardım.
Benim abim çok keyifli bir adam olurdu, sohbeti muhabbeti dolu dolu olurdu. Benim abim gülmeyide ağlamayıda bilirdi.
Benim abim beni çok severdi ve ben ona hayran olup saygıyla eğilirdim.
Benim çok abim oldu, saydıklarımdan bazılarını yaşayabildiğim, ama hepsini bir arada barındıran gerçek , öz, canımdan, kanımdan bir abim olmadı.
Bugünden arta kalan, hayatımın karelerindeki ,son kalan değiştirme isteğimi de burada bırakıyorum,Sonsuzluğun içinde farkında olmak ve yaşamak, neyi ne için yaptığını bilmek, kime hangi rolleri yapıştırdığını ve hangi rolleri üstlendiğini açıkça görebilmek öyle güzelki. Bütün rollerden sıyrılmak bir kuş gibi olmak, herkeze sadece sevgiyle bakmak,
Özgürce ilerlemek o kadar güzelki, huzurlu olmak ve mutlu olmak, her andan neşe ve haz almak o kadar güzelki ve en önemlisi her şeyi kendin başarmış olmak öyle onur vericiki. Ayakta alkışlıyorum…
6 Ağustos 2010 Cuma
susuzluk öldürür...
Havalar çok sıcak ;
Yardımımıza muhtaç canlarla beraber yaşıyoruz. Lütfen onları farkedelim ve suya ihtiyaçları olduklarını bilelim. Büyük şehirlerde suyu bulmakta güçlük çekiyorlar.
Lütfen, camlarımızın dışına su koyalım kuşlar için . En azından su koyalım. Onlar camınızın kenarında sabah size teşekkür için şarkı söylediklerinde ekmek kırıntısıda ilave etmek isteyebilirsiniz :)
Hatta eğerki su koyduğunuz yerde, birde saksınız varsa, size getirdikleri hediye tomurcukları saksınıza ektiklerinde , yeni çiçekleriniz açtığında saksınızda ...Uyum ve ahengi iliklerinizde hissettiğinizde ... Gözünüzden akan yaşı sakın tutmayın.
Eğer yapabiliyorsak bir kaba su koyup çöp tenekesinin yanına koyalım ki yemek bulmaya gelen hayvanlar en azından su içebilsinler.
Elmut
5 Ağustos 2010 Perşembe
Şükürler olsun...
Bugüne doyumlu ve mutlu uyandığım için şükürler olsun...
Sonsuz olasılıkların ve maceraların beni beklediğini bilmenin sevinciyle dolu olduğum için şükürler olsun.
Her ne oluyorsa içinde sadece sevgi ve deneyim olduğunu bildiğim için şükürler olsun.
Sonsuzluk ve sessizlik olduğunu bildiğim için şükürler olsun.
Eskiden hep derdimki, ben ne yaparsam yapayım , ateşede atlasam bir el beni ensemden tutar ve kenara alır:)
Şimdi ise o elinde ben olduğumu, elmutu sessizce keyifle izlediğimi, ona sadece keyifle güldüğümü, bana maymun maymun baktığı anda kenara aldığımı bildiğim için şükürler olsun.
Duygu ve düşüncelerimden Özgür olduğum için şükürler olsun.
Herşeyin ben, benim hiçbirşey olduğumu bildiğim için şükürler olsun.
Sevdiğim ve sevildiğim için şükürler olsun.
Resim karelerini kendim yarattığım, istediğim resme istediğim kadar bakıp,içine istediğim duyguyu yerleştirebildiğim ve istediğim anda albüme kaldırabildiğim için şükürler olsun.
Huzur ve sevginin her an benimle olduğunu ve doğal halim olduğunu bildiğim için şükürler olsun.
Farkında olanı izleyebildiğim için şükürler olsun.
Ne oluyorsa , olanın en iyisi olduğunu bildiğim için şükürler olsun.
Yorulmadığım ve değiştirmek için uğraşı vermediğim için şükürler olsun.
Geleceği planlamayıp, geçmişi kurcalamadığım için şükürler olsun.
Şu andan çılgınca keyif aldığım için şükürler olsun.
Rollerimin farkında olduğum, hatta onların bile olmadığını bildiğim için şükürler olsun.
Akışta akabildiğim için şükürler olsun.
Yargılamadığım, yargılanmadığım için şükürler olsun.
Hepimiz, birbirimize hizmet ettiği için şükürler olsun.
Zihnimin zaman kavramını bile kırdığı için şükürler olsun.
Sarılı/beyazlımın bu sabah beni patisiyle severek uyandırdığı için şükürler olsun.
Var olduğum ve deneyimlediğim için şükürler olsun.
Elmutum , minik bebeğim öyle tatlısın, öyle harikasın ki seni çok seviyorum.
Özgürlüğünün tadını çıkart, istediğin anda sessizlikkkkkkk... şişşşşşşt
Bugün İş kadını elmutu rolünde iyi işler çıkaracagına eminim.
Arkadaşlarınla sana keyifli oyunlar dilerim.
Sonsuz olasılıkların ve maceraların beni beklediğini bilmenin sevinciyle dolu olduğum için şükürler olsun.
Her ne oluyorsa içinde sadece sevgi ve deneyim olduğunu bildiğim için şükürler olsun.
Sonsuzluk ve sessizlik olduğunu bildiğim için şükürler olsun.
Eskiden hep derdimki, ben ne yaparsam yapayım , ateşede atlasam bir el beni ensemden tutar ve kenara alır:)
Şimdi ise o elinde ben olduğumu, elmutu sessizce keyifle izlediğimi, ona sadece keyifle güldüğümü, bana maymun maymun baktığı anda kenara aldığımı bildiğim için şükürler olsun.
Duygu ve düşüncelerimden Özgür olduğum için şükürler olsun.
Herşeyin ben, benim hiçbirşey olduğumu bildiğim için şükürler olsun.
Sevdiğim ve sevildiğim için şükürler olsun.
Resim karelerini kendim yarattığım, istediğim resme istediğim kadar bakıp,içine istediğim duyguyu yerleştirebildiğim ve istediğim anda albüme kaldırabildiğim için şükürler olsun.
Huzur ve sevginin her an benimle olduğunu ve doğal halim olduğunu bildiğim için şükürler olsun.
Farkında olanı izleyebildiğim için şükürler olsun.
Ne oluyorsa , olanın en iyisi olduğunu bildiğim için şükürler olsun.
Yorulmadığım ve değiştirmek için uğraşı vermediğim için şükürler olsun.
Geleceği planlamayıp, geçmişi kurcalamadığım için şükürler olsun.
Şu andan çılgınca keyif aldığım için şükürler olsun.
Rollerimin farkında olduğum, hatta onların bile olmadığını bildiğim için şükürler olsun.
Akışta akabildiğim için şükürler olsun.
Yargılamadığım, yargılanmadığım için şükürler olsun.
Hepimiz, birbirimize hizmet ettiği için şükürler olsun.
Zihnimin zaman kavramını bile kırdığı için şükürler olsun.
Sarılı/beyazlımın bu sabah beni patisiyle severek uyandırdığı için şükürler olsun.
Var olduğum ve deneyimlediğim için şükürler olsun.
Elmutum , minik bebeğim öyle tatlısın, öyle harikasın ki seni çok seviyorum.
Özgürlüğünün tadını çıkart, istediğin anda sessizlikkkkkkk... şişşşşşşt
Bugün İş kadını elmutu rolünde iyi işler çıkaracagına eminim.
Arkadaşlarınla sana keyifli oyunlar dilerim.
4 Ağustos 2010 Çarşamba
Bu şiir ; benim zihnimden,benim aslan yüreğime , içimdeki Tanrıçaya bir özür niteliğinde gelsin... Geç oldu ama tam oldu , ben şimdi benim...
Can YÜCEL - Anladım
--------------------------------------------------------------------------------
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda
anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..
Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği
acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..
Fakat,hakkedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini avucuma koyduğunda anladım..
''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ''git'' dediğimde anladım..
Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş
sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl
ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş
pişman olmak,
Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün
affedilmeyi,
Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım..
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar
sevmekmiş...
CAN YUCEL
--------------------------------------------------------------------------------
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda
anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..
Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği
acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..
Fakat,hakkedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini avucuma koyduğunda anladım..
''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ''git'' dediğimde anladım..
Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş
sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl
ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş
pişman olmak,
Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün
affedilmeyi,
Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım..
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar
sevmekmiş...
CAN YUCEL
3 Ağustos 2010 Salı
.............LAL..........
Bir bulut olsam yüklenip yağsam
Dökülsem damla damla toprağıma
Bir deli nehir bir asi rüzgar
Olup kavuşsam üzüm bağlarına
Bir çiğ tanesi bülbülün çilesi
Annemin sesiyle güne uyansam
Radyoda yanık içli bir keman
Ağlasa nihavend acemaşiran
Bir turna olsam yollara vursam
Uçabilsem kendi semalarıma
Bir seher vakti sılaya varsam
Selam versem ah sıradağlarıma
Komşunun kızı çoban yıldızı
Yaz bahçeleri yeşil mor kırmızı
Ah şişede la’l Hem de ay hilal
Bir daha da görmedim öyle yazı
Dökülsem damla damla toprağıma
Bir deli nehir bir asi rüzgar
Olup kavuşsam üzüm bağlarına
Bir çiğ tanesi bülbülün çilesi
Annemin sesiyle güne uyansam
Radyoda yanık içli bir keman
Ağlasa nihavend acemaşiran
Bir turna olsam yollara vursam
Uçabilsem kendi semalarıma
Bir seher vakti sılaya varsam
Selam versem ah sıradağlarıma
Komşunun kızı çoban yıldızı
Yaz bahçeleri yeşil mor kırmızı
Ah şişede la’l Hem de ay hilal
Bir daha da görmedim öyle yazı
Gönül penceresi açıldıkça semaya, akanı izlemek düşer bana... ...
Ay ışığı vurduğunda yüreğime,
O zaman dökülür yapraklarım tane tane
O zaman eğilirim önünde sere serpe
Sen akarken damla damla yüreğime
Ruhum sana sarhoştur ve sana dalgalanır esintinle
ve ben bunun aşkın önünde diz çökmek olduğunu bilirim
bakmam çınarlığıma...
Filizlerim yeşerirken güneşine gülümseyerek,
sana tomurcuklarımı armağan ettiğimde
bilirimki sende bana eğilirsin bakmazsın haşmetine...
1 Ağustos 2010 Pazar
JAMAL bir sevgi faresi
Evrilemeyenler ;
Size Jamal'ı tanıtmaktan mutluluk duyarım :) müptelası oluyor insan.
Kendisi çirkinlik kompleksi olan bir sevgi faresi, ama nasıl sevgi :) punduna getirip mutlaka s....viyor.
Jamalın Atasözlerine bayılacaksınız :)
31 çirkinin vazifesi , yakışıklının fantazisidir.
10 güzel b ir araya gelse bir çirkin etmez.
Yakışıklının özgürlüğü varsa, çirkinin kapitalizmi var.
Uykusuz dergisinden takip edebilirsiniz.
Pazar neşesi ve keyfinize keyif katması dileğiyle.
Elmut
29 Temmuz 2010 Perşembe
Zarifemmmm
Şevkatimmmm, ruhum, sevdiğim, kızım, şifacım, rehberim, hırçınım, kibarcığım, zarifim, gözümün nuru, ruhumun aynası...KOŞULSUZ SEVENİM.
Seninle derinnnn nefes almak ne güzel, senin varlığının yanımda olması ne güzel, senin güvenin ne güzel, sen ne güzelsin....
Nasıl bu kadar yardımsever ve anne gibi şevkatli olabiliyorsun, korktuğun tedirgin olduğun anda nasıl pantere dönüşebiliyorsun ve acımadan parçalıyorsun ( bana çok benziyorsun :) ) Deli.
Sende çok değiştin, sarılı beyazlıyı kıskanmayıp dövmemenden anlıyorum ve onu korumaya almandan, seninle artık sarılabiliyoruz ya ben çok mutluyum. Güvenimiz tamamalandı.
Sarı sokaktayken acı bir kedi sesi duysak ikimizde cama fırlıyoruz, bakıyoruz ve o sarı değil rahatlayıp geri dönüyoruz. Sarı sokaktan yaralanıp geldiğinde nasıl ona bakmıştın, yaralarını nasıl sarmıştın ,E önce bi dövmüştün ama olsun :) aklı başına geldi azda olsa. Canımsın benim.
Nasıl özel bir ruhsun, seninle telepati kurabilmek seninle konuşabilmek ne kadar güzel. Hemşirem benim, beyaz beyaz oluşun, şifa durumlarında o telaşın beni bitiryor :) ve o sıradaki ciddiyetin , sen nasıl bişeysin Zarifem. Adın gibi zarif, asil , gözlerin gibi derin, ruhun gibi saf, çok güçlü cesursun...Sana şu anda tekrar hayranım.
Bazen o mahsum duruşun yüreğimi parçalıyor, kendi iç dünyana çekiliyorsun ya , o anda senden uzak kalmak zorunda kalıyorum ya :(
Sen aşkın tarifisin , bana bakarken gözlerinde gördüğüm aşk benim de sana yansıtmama sebeptir.
Senin bana gelişine şükürler olsun can yoldaşım, yolumuz uzun seninle özelim. Öğreniyorum...
Varlığım varlığına hizmetkar ...
Elmut
Sarılı beyazlım'a
Canımmmm, Şansımın yadigari, oğlum, minik erkekim, yaramazım, çenesinin bağını ... dittiğim.
Sen nasıl bişeysin, severeken gözlerimi dolduran varlık, sen nasıl bişeysin her halin, her tavrın olay :)
Sevginin tanımı sensin. Bir varlık bu kadarmı tatlı olur, bu kadarmı güzel kendini sevdirir, bu kadarmı güzel sevgiyi alır. Bu kadarmı sevecen , bu kadarmı şımarık bir varlık olur. Bayılıyorum sana :)
Uyurken göğsüme yatışın, patinle bana sarılışın, uyandığında patinle koynumda yer yapıp tekrardan uyuyuşun beni bitiriyor. Öyle güzel uyuyorsunki sana bakmaya kıyamıyorum.
Çok yaramazsın, beni çıldırtıyosun bazen, özellike bile bile yaptığın 2 hareketin :) UYUZSUN.
Bide anlamadığım hem sokağa çıkmak istiyorsun, sonra geri gelincede sanki ben atmışım gibi bir saat bana çemkiriyosun :)Nasıl yüzsüz bişeysin sen.
Koşulsuz sevgi alıcısısın, ne olursa olsun kendini illaki sevdiriyorsun, sen iyiki hayatımdasın, sen iyiki benimlesin, benim yanımda canımdasın. Sevgi selisin ve ben her sana baktığımda ve seni sevdiğimde iliklerime kadar hissediyorum o akan sevgi selini.
Bu kadar pirelenip beni bu kadar yormanı olumluya yormak istiyorum, acaba pirelerdemi sevgi enerjisine koşuyor :)
Bazen seni izliyorum sen sokaktayken :) Kız arkadaşına yaptığın o hareketlere bitiyorum, nasıl bi artissin, nasıl bir centilmensin, nasıl bir oyuncusun.
Allahtan kız arkadaşın, senin eve geldiğin andaki yemek yiyişini görmüyor, kepçe gibi ağzını daldırıp çiğnemeden yutuşunu , centilmenlik ve o karizma o anda biterdi ben sana deyiverim.
Keyif adamı :) Sana kurban olurum ben.
Göbeğini açıp, kollarını kaldırıp sev beni demene ölüyorum. Sen nasıl özel bişeysin, seninle bir ömür boyu birlikte olmak , senin o şebek tavırlarına gülmek ve seni sevmek beni çıldırtıyor :)
Hele sana bunları söylediğimde dahada bi keyifle kıvrılıyorsun ya ölürüm sana ben ölür :)
Canımmmmmmmm seninle bir olmak bana verimiş en güzel hediyedir. Bana öğrettiklerin için sana çok teşekkür ederim. Seni seviyorum ve sende sevildiğini biliyorsun.
Elmut
Şans bebişim'e
Şansım, canım, kıyamadığım, özlediğim,dünyanın en güzel annesi. Çok özlüyorum seni. Seni rüyamda görüşüm, yağmurlu havada seninle ilk karşılaşmamız, benim kucagıma atlayışın, doğum anın, lousalığın,bebelerin, o sarılarak uyumamız hep aklımda ve tüm kalbimle bir gün gelmeni bekliyorum. Çok üzgünüm gittiğin için :(. Kalbim hep seninle.
Bana anne olmayı , anneykende çocuk gibi oyuncu olunabilineceğini öğrettin.
Erkek arkadaşın seni yaralamış bide utanmadan kapıya getirmişti :) Ne kızmıştık ona, nasıl bir psikopattı :) ne kabadayı bi tipti:)
Hatırlıyomusun bi gün sen kaybolmuştun ve o çakma kabadayı kedi bizim kapıya gelmişti beni zorla çıkarmıştı , senin nerede olduğunu göstermeye çalışmıştı :) .
Ama bebeler olurken ve sonrasında yanında olmadı , ara ara üzgün duruşunun sebebi omuydu hiç bilemedim. Sebebi oysada haklıydın ...
Hala aklım bir şeye takık ne yalan söliyim, senin diğer sarı kediyle duygusal bir ilişki sezmemiştim aranızda ama neden sadece sarılı beyazlı sarı oldu :).
Nasıl paledine süt anneliği yapmıştın canım benim, hiç ayırmamıştın kendi çocuklarından, onlar ayırsa bile sen sahip çıkmıştın daha fazla özen göstermiştin üvey olduğunu hissetmesin diye.
Sen nasıl ince bi ruhtun, nasıl özeldin, nasıl candın.
Bi günde banyoda bişey görüp çığlık atıp kaçmıştın :) benide korkutmuştun :) sonra yorganın altına saklanıp korka korka yatmıştık.
Doğum anında sana hazırladığım yeri istemediğini anlıyamamıştım, sırf benden izin almak için o sancıyla 5 kat merdiven çıkıp, doğum yapmak istediğin yer için benden izin almıştın. Sen nasıl nazik bir varlıktın. Ben hayatımda o korkuyu sanırım birde kendi doğumumda yaşarım :)
Seninle muhabbetlerimizi hiçbirşeye değişmem. Nasıl cevap veriyordun :)
Şansssssssss bebişimmmmm
Neden gittin ? Ben sana sahipmi çıkamadım? Üzdümmü seni ? Yoksa gitmedinmi başına bişeymi geldi, sen bebelerini bırakmazdın, sen harika bi anneydin.
Her gri kedi gördüğümde senmisin diye yüzüne bakıyorum bi heyecanla, sonra anlıyorumki sen değilsin. Taşınırken bile hep gözlerim seni aradı çıksa gelse diye ,yeni evimize birlikte gitsek, şimdi evi bulsanda, beni nasıl bulacaksın ?
Sen yaşıyor olda, canın sağ olsunda mutlaka bir daha bir araya geleceğiz. Ben seni kabimde sakladığım sürece benim izimi hiç kaybetmeyeceksin.
Şans bebişim hayatıma girdiğin için, bana kattıkların için , sevgiyi seninle deneyimlediğim için
sana teşekkür ederim. Varlığım, varlığını sevgiyle kucaklar.
Elmut
28 Temmuz 2010 Çarşamba
Varlığım, Varlığımıza armağan olsun ....
Kendinin zaten tam ve mükemmel olduğunu hissediyor ve bundan eminsen,
Sabahları bütüne mutlulukla ve doyumla uyanıyorsan ,
O gün kendini tüm olasılıklara açmışsan ve olan herşeyin senin için en hayırlı olduğundan eminsen,
Zihnin ve kalbin sadece anda ve şuanda ise,
Herkezin ve herşeyin sen, senin herkez ve herşey olduğunu biliyor ve sevgiyle bakıyorsan,
Sevginin alınıp verilen birşey olmadığını , herşeyin sevgi olduğunu bizzat deneyimliyorsan,
Kalbini titreten işi yapıyorsan ve insanlığa hizmet ettikçe daha çok üretmek istiyorsan,
Kalbini titreten insanla birlikteysen , sevgi aranızda hiçbir kalıba takılmadan özgürce dolaşabiliyorsa, nitelikli, doyumlu , ortak paydada çooook eğlenceli vakit geçiriyorsan,
Düşüncelerinden, duygularından bağımsız özgürce ve keyifle hareket ediyorsan,
Sadece kendi duygularına ve yansıttıklarına eşlik eden insanlar hayatındaysa ve güven dolu , mutlu, huzurlu yaşıyorsanız,
Yüzünden gülümseme hiç eksik olmuyorsa,
Geleceği planlamayıp geçmişi sorgulamıyorsan,
Karşındaki, yada uzaktakiyle doğal empati kurup kalbini hissedebiliyorsan,
Aynalarının sana yansıttığı mesajı anında görüp saygıyla kucaklıyorsan,
İleremek istediğin yolda kapılar sana ardına kadar açılıyorsa ,
Her anından şükran ve haz duyabiliyorsan,
Bir şarkın varsa ana kaynağa , bütünün özüne hediye ettiğin,
Beden, duygu, düşünce, inançlar olmadığını, hiçbirşey ve herşey olduğunu bizzat deneyimliyorsan, şuanda yarattığın seçimlerinle oluşan resimlere baktığını ve albümü değiştirme hakkına sahip olduğunu biliyorsan,
Sonsuzluğun içinde, doğum ve ölümün sadece resimden ibaret olduğunu deneyimlediysen,
Arada sırada da olsa BEN olarak deneyimlediğin hisse sevgiden çıldırıyosan,
Evrilememişsin demektir :) Ne mutlu :)
Varlığım, Bütün ..... yaradılışa armağan olsun
ELMUT/ ZARİFE/SARILIBEYAZLI
24 Temmuz 2010 Cumartesi
Bizi ilgilendirmez :)
Çocuğun biri babasına sormuş :
Baba biz nasıl olduk ?
Baba cevap vermiş maymunlar türeye türeye bi.....z olduk demiş ....
Tabi çocuk babasının lafına inanmamış birde annesine biz nasıl olduk diye sormuş ?
Annesi, Allah Ademle Havayı yarattı sonra nesilden nesile biz olduk der.
Çocuk; ama babam biz maymundan türeye türeye olduk dedi
anne cevap verir :
O BABANIN SÜLALESİ BİZİ İLGİLENDİRMEZ :)
Baba biz nasıl olduk ?
Baba cevap vermiş maymunlar türeye türeye bi.....z olduk demiş ....
Tabi çocuk babasının lafına inanmamış birde annesine biz nasıl olduk diye sormuş ?
Annesi, Allah Ademle Havayı yarattı sonra nesilden nesile biz olduk der.
Çocuk; ama babam biz maymundan türeye türeye olduk dedi
anne cevap verir :
O BABANIN SÜLALESİ BİZİ İLGİLENDİRMEZ :)
22 Temmuz 2010 Perşembe
Mutlu yaşamak bir sanattır ...
Evrilmek istemeyenlere küçük bir önerim var :)
Sevgilinizle yada sevdiğiniz arkadaşlarınızla Lunaparka gidin :) Çok keyifli vakit geçireceğinize eminim.
Kapıdan girerken dondurmanızı alın :) gözlerinizin içi parlasın, koşarak jeotun sırasına girin :) o sırada canınız mısırda çeksin , çarpışan otomobillere, gondola, kamikazeye binin ve çıldırın :)
Kamikazede korktuğunuz anda sevdiğinizin elini sıkıca sarın ve bağırınnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn
ağğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğ
Hayat bu kadar güzel, neşeli ve keyifli bir kez daha farkedin :)
21 Temmuz 2010 Çarşamba
20 Temmuz 2010 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)